Sen 'özel'sin! Sen 'hayat'sın!
Yaşanan hayatındır çatlakların, selülitlerin, kırışıklıkların ve damarların. Hiç birinden korkma ve utanma. Bunlar seni 'çirkin' yapmaz. Yapamaz!
Bunlar seni 'yaşayan' yapar.
Yaşadın, yaşattın, yarattın, sevdin, çalıştın, çabaladın. Sakın ola yaşanmışlıklarından gocunma. Hepsi senin, hepsi sensin.
Sen bir robot ya da cansız manken değilsin. Bir ruhun var.
Hayatını sürdürdüğün ödünç bedenin içinde, sana ait olan tek şey ruhun. Ölümsüz olan o.
Bedenin senin kıyafetin. Kıyafetini temiz, alımlı, sağlıklı, hoş ve güzel tutmak da senin elinde ya da tam tersi onu önemsemeyip, eziyet etmek de?! Yaşanmışlıklarını sev.
Sen ruhunla güzel olabilirsin ancak, bedeninle değil. Kalbinin ışığının yansıdığı gözlerin, aslında ruhunu gösterir. O uzvunun şeklinden, renginden, makyajından dolayı değildir aslında güzelliğin.
Fakat bu bedenini sevmeyeceksin manasına gelmez. Ona iyi bakmalısın. Çünkü o sana emanet. Onu temiz ve sağlıklı tutmalısın.
Başkalarının beğeneceği değil, kendinin beğenip seveceği ve mutlu olacağı şekliyle tutmalısın bedenini. Bu yüzden var olan kilonun ya da selülitlerinin birer sorun değil, senin içinde yaşamak durumunda olduğun bedene ait yaşanmışlıkların olduğunu unutmamalısın.
Güzellik görecelidir evet ama kesin olan şey; gözle görünenin değil, içinde var olanın güzel kabul edilmesi gerektiğidir.
Bedenini sev, kendini beğen ama kendini beğenmiş olma ve kimseye beğendirmeye çalışma. Ve fakat bu fikirle de kendini koyverme.
Kimse mükemmel değildir. İnsanları mükemmel yapan şey, taklit edilemez bir şekilde yaratılmış olmalarıdır.
Hayat, sana sunulan bir hediyedir. Bedenin ve ruhun ile hayat bulduğun ömrünü, fiziksel 'güzellik' peşinde koşarak harcama. Ruhunu güzelleştir önce.
Göreceksin ki; o zaman gözlerin eskisinden daha derin ve ışıltılı bakacak.
Yüzün eskisinden daha canlı ve parlak, cildin eskisinden daha yumuşak ve pırıltılı olacak.
Kendini sev. Her halinle, her uzvunla, her hücrenle sev. Kendini seversen zaten 'çirkin' olamazsın. Kırışıklıkların, çatlakların, selülitlerin ve damarlarınla sev hayatını.
Başkalarına özenme. Başkaları sana ve öz güvenine özensin.
Lakin en önemli detayı atlama; kendini olduğun gibi kabul ederken, daha iyisi ve daha sağlıklısı için kendini her zaman motive et.
Bedenini hasta edecek derecede kilodan, ruhunu hasta edecek derecede takıntılardan uzak kaldığın sürece 'güzel' olacaksındır zaten. Önemli olan ruh ve beden sağlığın. Gerisi hikaye.
Sen, seni olduğun kişi olarak kabul ettiğin ve sevdiğin sürece başkalarına söz hakkı düşmeyecektir.
Yaşın ne olursa olsun, her zaman 'güzel' olacaksın. Güzel düşündüğün sürece 'güzel' kalacaksın.
Şimdi aynaya bak ve bedeninde 'kusur' olarak gördüğün şeylerden ötürü, kendinden özür dile. Çünkü onlar senin kusurların değil, seni sen yapan özelliklerin.
Sen, yaratılmışların en özelisin; 'İnsan'sın!
Sen, insanların en özelisin; 'Kadın'sın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder