Kategoriler

25 Temmuz 2011 Pazartesi

YALNIZLIĞIN MUHALLEBİ KIVAMI'ndan... (Elin Ecnebisi Memleketimi Benden Alıyor!)

...5-Tatilde tanıştığım İngiliz Hugh. Otuz iki yaşında. Türkiye'de yaşıyor bir süredir. Sörf hocası ve İngilizce dersi veriyor. İngiltere'deyken evliymiş, bir oğlu, bir kızı varmış. Ayrılıp, TR.'ye tatile gelmiş. Burayı ve Türkleri çok sevmiş, nesini sevdiyse (!) kalmaya karar vermiş...
Gerçi benimki de laf, anacım sever tabii Cennet gibi ülkeyi. Memleketimin doğası hiçbir yerde yok ona bakarsan da, insanları işi bozuyor o ayrı.
 Bir kere Avrupalısın. İstediğin zaman dönebileceğin bir memleketin var. İstediğin zaman istediğin ülkeye girip çıkabilir, istediğin yerde kalabilirsin. Pasaporttu, vizeydi sorunun yok. Yabancı olduğun için el üstünde tutuluyorsun, bir tarafın ‘altın’dan sanki. Memleketim insanı, bana davrandığından daha iyi davranıyor sana, bir yalamadığı kalıyor. 

Bir ara, Marmaris İçmeler’de tatil yapıyordum da… Bir şey almak için mağazaya girdimdi, hah, ayakkabı alacaktım. ‘Affedersiniz’ diyorum suçlu gibi ezik, ‘Bir şey soracağım’… Yok. ‘Bakar mısınız?’ diyorum, yok. Kibarlığı elden bırakmıyorum yani… Daha Türkçe konuşmaktan aciz kara yağız (!) delikanlı çok meşgul. Tabii… Rus ve İngiliz hatun kişilerle meşgul. Onlar da ayakkabı bakıyor, dolanıyor mağazada. Olacak şey mi yani, onlar varken, ne halt etmeye girip de rahatsız ediyorum insanları, değil mi? Ben parayla almayacağım çünkü ayakkabıyı ve ayrıca müşteri de değilim. Müşteri velinimet de değildir zaten.Ay aklıma geldi de nasıl sinirlendim, oradayken ki halimi hiç düşünmek istemiyorum. Ay, ne kibarlığı ayol dedim, bir güzel okkalı küfredip çıktım.

Bu arada Marmaris ne kötü yapılaşmış yahu? Yüksek ve düzensiz binalarla şehir gibi iyice. Sıkıldımdı.  
Bina deyince, sen elin insanı, ülkeme gelip istediğin gibi ev, arsa, vs. alabiliyorsun hiçbir bürokratik engel olmadan. Hele yazlık kasabalarda, neredeyse beni kovacaksın yerimden yurdumdan.
İstediğin gibi siteye kurulup, başına da ‘Güvenlik’ koyuyorsun… Önündeki denizimi bile sahipleniyorsun ‘Girilmez’ yapıyorsun. Bir Allahın kulu da çıkıp, ‘Hop birader, kimin memleketinde, kime yasak koyuyorsun da sınır çiziyorsun?’ demiyor.
İstediğin gibi içip–sıçıp naralar atıp, anırarak gülebiliyorsun.
Bikininle çarşıda gezebiliyorsun her yandan çıkmış sarkmış etini sergileyerek göz zevkimi bozma pahasına… Hem de benim güzel kadınıma ‘orospu’ gözüyle bakılıp, ayıplanırken!
Yalnız kalmak üzere sorunsuz ev kiralayabiliyor ki bırak kiralamayı, satın alabiliyorken, istediğini çağırıp parti bile verebiliyorsun, benim güzel insanıma ‘burası aile yeri’ denip ayıplanırken!
Daha hangi birini sayayım anacım. Aman, bitmez bu muhabbet...

...... ......... ......... ........... 


     



1 yorum:

  1. Bloğunuzda birden çok güzel paylaşımlar var.Bu paylaşımlarınız için teşekkür eder ve Galvaniz çöp konteyner olarak başarılarınızın devamını dileriz.

    YanıtlaSil

Popüler Yayınlar

Bendeniz

Fotoğrafım
Yazıyorum, paylaşıyorum... Hayatın sevmek ve inanmak olduğunu düşünüyorum... Az ve öz dostum ile kitaplarım olduğu sürece benden mutlusu yok... Dünyalıyım... İçi-dışı bir, özü-sözü bir olmak, istediğim...

Hürriyet Spoa

Bumerang - Yazarkafe
Bumerang - Yazarkafe

Hürriyet